NYILMAZ
Kıdemli Üye
Dikkat ettiyseniz başlıkta analiz kelimesini büyük harfle yazdım. Bundaki hedefim asansör çukurunun imalat anlamında nasıl diizayn edileceğinden çok yerinde uygulanan yada çizilen çukur resimlerinin analizlerinin nasıl olduğudur. Yada belkide nasıl olmadığı hatta olup olmadığıdır.
Bu konu farklı biçimlerde çok gündeme geldiği için bu şekliyle tekrar gündeme taşımak istiyorum. Olaya gelenekler, uygulama, programlardan ziyade öncelikle mühendislik bakış açısı ile yaklaşmak istiyorum. Akabinde sırasıyla programsal, uygulama, vs. olarak devam edebiliriz.
Şimdi iki adet temel tipi göstereceğim:
1- Temel düz olarak tanımlanmış, çukur açıl-MA-mış, bu şekilde analiz yapılmış. Gerilme değerleri resmin üzerinde görülüyor. Bu durumda forumda gözlemlediğimiz kadarıyla İdeYAPI; bu şekilde modellenirse radye döşeme kalınlığının çukur altı da dahil olmak üzere ana radye kalınlığında yapılmasını öneriyor.
2- Temel üzerinde içinde çukur açılmış, fakat asansör etrafındaki taşıyıcı elemanlar (kolon yada perde) çukurun kenarına, yani ana radyeye basmaktadır. Başka bir deyişle; bitişik nizam yapıda kenar kolonun (yada perdenin) radyeye basması gibi modellenmiştir. Bu durumla ilgili model ve gerilme resimleri de aşağıdaki gibidir.
İkinci modelin altına da yine konstrüktif olarak bir plak çizilecek çevresi de beton ile doldurulacaktır.
Bu iki duruma bakıldığında hem gerilme değerleri hem de ilave oluşacak donatılar anlamında ikinci model daha elverişsiz şartlar oluşturmakta değil midir? (gerilme değeri, birinde 17, diğerinde 19 t/m² olduğu görülmektedir) Doğruya daha yakın model değil midir?
Buradan hareketle bu iki analiz seçiminden hangisi tavsiye edilir. İdeYAPI bu duruma nasıl bakmaktadır? Özetle kendi uyguladığım yöntemden söz etmek isterim:
İkinci modeli yapıp analiz ve ilave donatıları bu gayri müsait duruma göre taptıktan sonra SADECE İÇİNDE ASANSÖR İŞÇİSİ ÇALIŞMASINA ELVERECEK BÖLÜMÜ (yani çukuru) konstrüktif olarak çizmekteyim. Yaptığım çizim aşağıdaki gibidir.
Burada ana temel altının beslenmesi anlamında hafriyattan kaynaklanan eğimli bölümün ya çok iyi dolgusunun yapılması gerekir yada çizimdeki gibi betonla doldurulması gerekir. Asıl vurgulamak istediğim konuyu şu şekilde özetleyebilirim. Yaptığım modelin dayandığı nokta güçlü ve daha geniş alana yayılmış olan ana radyenin deforme olmadan altta bulunan beton tabakasının herhangi bir işlevinin ve taşıyıcılığının olmadığıdır. Eğer öyle olsaydı yukarıda da belirttiğim gibi kenar kolonların altına da böyle bir şey yapmamız gerekmez miydi?
Biliyorum ki bir çok arkadaşımız bu konuda sıkıntı çekmektedir. Şu an böyle bir problemle ben de karşı karşıyayım. Daha önce aynı belediyede ifade ettiğim şekilde modellenmiş projemiz geçmiş olmasına rağmen şun an bekleme aşamasındadır. Her zaman kullandığım bir cümle söz konusudur: Programların yaptığı her şey doğru değildir, yapamadığı her şey de yanlış değildir. Bazı kontrol mekanizmaları her bir şeyi bilgisayar çıktı rapor ve çizimlerinde BİREBİR görme arzusunda oldukları için bir takım karşılıklı iletişim problemleri ile karşılaşılmaktadır. Kaldı ki piyasada kabul görmüş, onay almış bir çok program olup her programın kabul ve modellemeleri ve hatta çizimleri farklıdır. Örneğin referans olarak kabul edilen SAP programı ile proje getirildiğinde nasıl davranılacaktır.
Bu tür problemlerle genel olarak küçük belediyelerde karşılaşılır. Çünkü büyük belediyeler zaten devasa projelerle ilgilenmektedirler ki, bu tür konular sıradan bile değildir. Eğer öyle olsaydı hayranlıkla izlediğimiz o güzelim projeler nasıl hayata geçerdi? Konuya katkılarınızı bekliyorum. Özellikle ideYAPInın vereceği cevaplar ilgili şahısların ve tüm kullanıcıların duyması anlamında daha da önemlidir. (resmi kabul edildiğinden ?!)
Tüm arkadaşlarıma iyi çalışmalar diliyorum.
Bu konu farklı biçimlerde çok gündeme geldiği için bu şekliyle tekrar gündeme taşımak istiyorum. Olaya gelenekler, uygulama, programlardan ziyade öncelikle mühendislik bakış açısı ile yaklaşmak istiyorum. Akabinde sırasıyla programsal, uygulama, vs. olarak devam edebiliriz.
Şimdi iki adet temel tipi göstereceğim:
1- Temel düz olarak tanımlanmış, çukur açıl-MA-mış, bu şekilde analiz yapılmış. Gerilme değerleri resmin üzerinde görülüyor. Bu durumda forumda gözlemlediğimiz kadarıyla İdeYAPI; bu şekilde modellenirse radye döşeme kalınlığının çukur altı da dahil olmak üzere ana radye kalınlığında yapılmasını öneriyor.
2- Temel üzerinde içinde çukur açılmış, fakat asansör etrafındaki taşıyıcı elemanlar (kolon yada perde) çukurun kenarına, yani ana radyeye basmaktadır. Başka bir deyişle; bitişik nizam yapıda kenar kolonun (yada perdenin) radyeye basması gibi modellenmiştir. Bu durumla ilgili model ve gerilme resimleri de aşağıdaki gibidir.
İkinci modelin altına da yine konstrüktif olarak bir plak çizilecek çevresi de beton ile doldurulacaktır.
Bu iki duruma bakıldığında hem gerilme değerleri hem de ilave oluşacak donatılar anlamında ikinci model daha elverişsiz şartlar oluşturmakta değil midir? (gerilme değeri, birinde 17, diğerinde 19 t/m² olduğu görülmektedir) Doğruya daha yakın model değil midir?
Buradan hareketle bu iki analiz seçiminden hangisi tavsiye edilir. İdeYAPI bu duruma nasıl bakmaktadır? Özetle kendi uyguladığım yöntemden söz etmek isterim:
İkinci modeli yapıp analiz ve ilave donatıları bu gayri müsait duruma göre taptıktan sonra SADECE İÇİNDE ASANSÖR İŞÇİSİ ÇALIŞMASINA ELVERECEK BÖLÜMÜ (yani çukuru) konstrüktif olarak çizmekteyim. Yaptığım çizim aşağıdaki gibidir.
Burada ana temel altının beslenmesi anlamında hafriyattan kaynaklanan eğimli bölümün ya çok iyi dolgusunun yapılması gerekir yada çizimdeki gibi betonla doldurulması gerekir. Asıl vurgulamak istediğim konuyu şu şekilde özetleyebilirim. Yaptığım modelin dayandığı nokta güçlü ve daha geniş alana yayılmış olan ana radyenin deforme olmadan altta bulunan beton tabakasının herhangi bir işlevinin ve taşıyıcılığının olmadığıdır. Eğer öyle olsaydı yukarıda da belirttiğim gibi kenar kolonların altına da böyle bir şey yapmamız gerekmez miydi?
Biliyorum ki bir çok arkadaşımız bu konuda sıkıntı çekmektedir. Şu an böyle bir problemle ben de karşı karşıyayım. Daha önce aynı belediyede ifade ettiğim şekilde modellenmiş projemiz geçmiş olmasına rağmen şun an bekleme aşamasındadır. Her zaman kullandığım bir cümle söz konusudur: Programların yaptığı her şey doğru değildir, yapamadığı her şey de yanlış değildir. Bazı kontrol mekanizmaları her bir şeyi bilgisayar çıktı rapor ve çizimlerinde BİREBİR görme arzusunda oldukları için bir takım karşılıklı iletişim problemleri ile karşılaşılmaktadır. Kaldı ki piyasada kabul görmüş, onay almış bir çok program olup her programın kabul ve modellemeleri ve hatta çizimleri farklıdır. Örneğin referans olarak kabul edilen SAP programı ile proje getirildiğinde nasıl davranılacaktır.
Bu tür problemlerle genel olarak küçük belediyelerde karşılaşılır. Çünkü büyük belediyeler zaten devasa projelerle ilgilenmektedirler ki, bu tür konular sıradan bile değildir. Eğer öyle olsaydı hayranlıkla izlediğimiz o güzelim projeler nasıl hayata geçerdi? Konuya katkılarınızı bekliyorum. Özellikle ideYAPInın vereceği cevaplar ilgili şahısların ve tüm kullanıcıların duyması anlamında daha da önemlidir. (resmi kabul edildiğinden ?!)
Tüm arkadaşlarıma iyi çalışmalar diliyorum.