V11'i Online Satın Alın

V10 Kilidinizi Online V11 Yapın

Deprem sonrası inşaat sektöründe hangi önlemler alınmalı

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan SCETCHER
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

SCETCHER

Tanınmış Üye
Hükümet Van depremi sonrası cesur bir adım atacağını ifade ederek çürük binaları ve gerekirse kendi iktidarlarını bile yıkacaklarını ifade etti.
yaklaşık 10 yılı aşkın süredir kagıt üzerinde çalışan yapı denetim sisteminin görevini yerine getirmediğini ifade edenler kendileri kagıt üzerinde görev yapmıyor mu? 10 yıldır neden bunun araştırması ve önlemleri yapılmadı.
 
Re: DEPREM SONRASI İNŞAAT SEKTÖRÜNDE HANGİ ÖNLEMLER ALINMALI

Yeni yapılanmada binalara proje ile birlikte 3D projede şart olsa daha iyi olur. en azından kim ne yapacağını daha iyi bilir ve işsiz kalan mimar-mühendis- teknik personel en azından bir iş sahibi olur. Bu birçok belediyece uygulanıyor. Ancak genel bir yapılanma söz konusu olmalı.
Sayın bakanlar teknikerlerin yetkilerini kısıtlıyor sanki çok yetkimiz vardı da, binaları biz çürük yapıyormuşuz gibi. Oysaki çogu yeni mezun mimar-mühendis ne program bilir ne proje bilir nede şantiye bilir. öncelikle eğitim sisteminden başlasınlar. Bu yeni mezun teknik elemanlara hiçbir tecrübe sahibi olmadıkları halde yetki veriyorlar ve onlarda işi kagıt üzerinde yapmak zorunda kalıyorlar. yeterince tecrübeye sahip olmadıkları içinde durun bunu böyle değilde şöyle yapacaksınız diyemiyorlar.
Sanki bu kadar mimar-muhendis özel bürolarda ve yapı denetimlerde iş bulamıyor, şantiye şefliği yapma yetkisi sadece onlara verildi. vatandaş elektrik veya makine mühendisi. gidip inşaatta şantiye şefliği yapma yetkisi veriliyor, ancak tabi ki kagıt üzerinde yapıyor. proje yapan teknik insanın şantiye şefliği yapmaya zamanı olmaz. vatandaş şantiyenin yerini bile bilmezken şantiye şefliği yapabiliyorsa müteahhit neden dört dörtlük iş yapsın ki? Müteahhit kafasına koymuştur m2 ye 30-32 kg demir gider 1000 m2 inşaata 30-32 ton demir gider, 35 ton demir çıkarsa müteahhit proje müellifine etmediği lafı bırakmaz siz bu işi bilmiyorsunuz diye. Falanca mühendis böyle bir projeye 30 ton demir çıkardı der. Ne deprem yükü bilir ne kolon boyutu nede kiriş boyutu. Bu binayı şu ebatlar taşır yorumunu yapar. Gerçektende taşır binayı yanlış değil, ancak eksik. çünkü sadece taşır olası bir felakette kaçınılmaz son olur.
Ancak ben bir tekniker olarak sayısız proje yaptım ve 4B grubu inşaatta bile birebir şantiye şefliği yaptım. Ama imzasını atan şantiyenin yerini bile bilmeyen bir mühendis.
Bir şantiyemde ruhsata imza atan şantiye şefi inşaat mühendisi şantiye bitene kadar libya da çalıştı. libya karışınca döndü tekrar :( şantiye şefliğini ben yaptım. adam bu demirin çapı kaç desen internete bağlanıp nasıl ölçüleceğini ne işe yarayacağını öğrenip ancak ondan sonra cevap verir eger verebilirse. tabi yine özellikle söylüyorum işini gerçekten yapan mimar-mühendislere saygım var. onlar alınmasın.
Yani farklı bir konuya değindim belki ilgisi yoktu ama enazından yazdıgım maillere cevap vermeyen 10 yıl aradan sonra kalkıp yapı denetimlerin %90 ı kagıt üzerinde yapıyor bu işi diyen bir zihniyet başımızda oldugu sürece biz ne kadar süper projeler yapsak bile boş. kazanacağımız üç kuruşta gözü olan gözleri doymayan yetkililer utansın.
Buradan tekrar söylüyorum yapı denetimler özel değil resmi olmalı. Noter gibi tam yetkili bir mercii olmalı. imar yetkisi belediyelerden alınmalı, yapı denetimlere çevre bakanlıgının nezdinde takibi yaptırılmalı. ticarethane mantıgından çıkmalı.
yani hiç biriniz düşünemiyormu bunu, yetkileri kısıtlamayı sucu teknikerlerde-teknik insanlarda aramayı düşünebiliyorsunuz.
Yapı denetimler bayındırlık bünyesinde resmi yetki ile çalışan ve bulundugu il veya nüfus ve iş dagılımına göre gerekirse ilçe sınırları içerisinde yetkili kılınan havuz sistemi mantıgı veya denetlediği iş kadar para alan özel bir resmi kurum olmalı ki müteahhit bak bana zorluk çıkarırsan sana bir daha iş vermem, ben yerinde 1 metre büyük çıkma yapacağım sen görme diyebilme cesaretini göstermemeli. projesinde 60 m2 2+1 daire yerinde nasıl 90 m2 yapılır sayın bakanlar bunu çözebilirlerse ne mutlu. biz 60 m2 yapıyoruz ve müteahhitlere gerçekten helal olsun 90 m2 yapıyorlar. tabi çoguna da 2. bir uygulama projesi hazırlanıyor.
Oysaki kanunu çıkarırken tavizi baştan veriyorlar. peki bilmiyorlarmı tavizlerin nereden ve nasıl yapıldıgını? biliyorlar ancak bir şikayet olursa yapı denetimi kapatıyor. aynı işi yedek yapı denetime devrediyorlar sorun çözülüyor. ama müteahhit amacına ulaşıyor ufak bir para cezası karşılığında işi çözüme kavuşturuyorlar. yan tarafta inşaat yapan vatandaşta yav benim arsamla bunun arsası aynı, imarı aynı bu adam nasıl bu kadar büyük yapmış diye düşünüp duruyor. çünkü onun mimarı ve yapı denetimi işini gerçekten yapıyor ama az kazanıyor. diğeri ise 2 katı kazanıyor. yani mantık 30 sene öncesi ile aynı. ne kadar çalışırsan o kadar az kazanırsın. ne kadar yatarsan okadar çok kazanırsın.görme duyma bilme. salla başını al maaşını sisteminiz bundan ibaret. Birde Mimar-mühendis kurucu ortagı olması şartı Türkiye kanunları çerçevesinde kagıt üzerinde yönetici atayarak dışardan kanunsuz yapı denetimi yapan ticaret mantıklı insanları da bizler biliyorsak Sn yetkililer sizlerde biliyorsunuzdur. Emekli mimar-mühendislere yapı denetimlerde çalışma fırsatı verildi. Ancak vatandaş başka bir şehirde yaşıyor başka bir şehirde denetim yapıyor. Yada tatilde proje ve inşaat denetliyor. Yerine başkaları imza atabiliyor. Oysaki proje onay imzasının belediye de atılması gerekir yada yeni yapılanmada komisyon önünde atılması gerekir. Hatta çağın gelişimine ayak uydurarak T.C. kimlik numarası sicil numarasının yerini almalı ve imza atan kişinin tespiti kolaylaştırılmalıdır.

Proje müellifi mimar-mühendis in sıkıntısı ayrı fatura bedeli 10. bin tl ise bu işin faturası kaç para 4 bin tl ben bu işi 4500 tl ye yaparım diyor ve işi alıp bir teknikere alelade ucuz yollu ve hatta varsa benzer hazırda bir proje onu vererek, arkasından vergiden neyi düşürebilirim çabası içinde vatandaş işin sağlamlıgını ve mimari estetiğini düşünmeye fırsat bulamadan nasıl üç kuruş kazanırım diye düşünmeye başlıyor. Bakıyor nerden kazanabilirim, yav müteahhit kardeş ben bunun şantiye şefliğinede 500 tl ye imza atarım. Tabi yapı denetim şantiye şefliğini ben sana bedava dan imza attırırım demediyse. Ayrıca yerinde inşaatı büyük yapacak müteahhitlere de 2. bir uygulama projesi fiyatın içinde. :D

Yahu kardeşim deprem falan filan hikaye. asıl depremi içerdekiler yapıyor. bir deprem hurra yeni kanunlar çıkar müteahhitleri soymak için ne yapabiliriz. hesaplar kitaplarlar her seferinde zararı daire fiyatları katlanan müşteriler ve 1-2 yıl satışta zorlanan müteahhitler çeker.
Bir toki zihniyeti çıktı ortaya inşaat sektörünü alt üst etti ve şuan çevre bakanı oldu Sn. Bayraktar. Toki nin iş verdiği firmaların yaptıkları sahtekarlıkların haddi hesabı yok. adam hakedişi çekiyor ortadan kayboluyor. olan akşama kadar güneşin alnında alınteri ile çalışan işçi vatandaşıma, o müteahhite veresiye mal vermek (zorunda kalan) esnafa oluyor. ya parasını alamıyor yada 10-15 dilekçe vererek 6 ay belki 1 yıl sonra asgari ücretten yatan sigortalı ücret kısmını alabiliyor. toki nin çıkardığı yaklaşık bedelin nerdeyse yarısına teklif veren firmaya dur kardeşim sen bu işin içinden çıkamazsın demiyor veriyor işi. adamda bakıyor işin içinden çıkamayacak al hakedişi kır kirişi ve firmaların çogu da verdikleri adresler sahte. son örneği Alanya da yapılacak devlet hastanesi işi feshedildi. gerekçe olarak müteahhit zararı kime kakalayacagını düşündü alt firma aradı Allah tan bulamadı ve işi bıraktı. Ordu ili Ünye ilçesinde hastane inşaatında geçen yıl 4 ay kadar çalıştım. Alt yüklenici bir firma olan Güneş grup ltd. şti. ne. Bir arkadaşım vesile oldu ve tabi 2 yıllık bir işti ve eşimde hamile oldugu için evimide taşımak zorunda kaldım. 4 ay sonra alt yüklenici müteahhit paramı alamıyorum dedi alınca hepinize ödeme yapıcam dedi ve gelen hakedişten işçilerin bir kısım parası ödendi. Sözleşme feshedildi ve müteahhit Ankara ya gidip hesap yapılıdıktan sonra ödemeleri yapacağını söyledi. üst firmalarla görüştük dilekçeyle başvurun sigortalı kısmını hakedişten keserek öderiz dedi. yani müteahhit ile sözleşmede bulunan diğer ödemelere karışmayacaklarını belirttiler ve dilekçeyi verdik. tam 3 ay sonra sigortalı kısmını ana firma ödedi. Allahtan sigortamı maaşım üzerinden yatırttım muhasebeciye. Ha burda benim kabahatimde var ancak şantiyede oldugunuz için sigarası olmayan işçi işe çıkmaz ve iş durursa zararı hepimize olur düşüncesiyle müteahhit Ankara da oldugu için ben kendim müteahhit in ricası üzerine bazı harcamaları yaptım. kabahatim bu. Ancak müteahhit in üst firmada içerde hakediş ve teminat alacağı oldugu halde bana sadece sigorta ödemesi yapıldı. Onuda mecbur kaldıkları için (toki sözleşmesinde ana müteahhit firmada ve altında çalışan işçilerin alacağı kalmayacağına ilişkin madde.) bu güzel bir uygulama ancak takip eden varmı yok? çünkü işçilerin ücretlerini aldıgına dair imzayı firmada çalışan birileri atıyor ve hakedişi çekiyor. Ben şu ana kadar ödeme yapmayan müteahhit için icra davası açtırdım ancak adamın verdiği adres hikaye böyle bir firma orada hiç bulunmamış :) şimdilerde avukatım ugraşıyor adres bilgilerine ulaşmak için. Yaklaşık 11 bin TL icra davası açıldı ancak ne firma var ortada nede sahipleri. Tabi ki parasını alamayan benim gibi çok kişi var taşeronlar işçiler vb. Elinde çek oldugu halde birşey alamayan ve araştırdıgında üzerinde hiç bir mal varlıgı bulunmayan naylon veya paravan şirket tabiri ile sorumlulugu bir nebze üzerinden atan müteahhitler 2 yıl içerisinde köşelik oluyor. ufak tefek ayrıntılara bizim kafamızı yoranlar büyük voleleri vurup gününü gün ediyorlar. Adamlar uyanık firmanın altına birde paravan şirket kuruyor ve çekleri onun adına kesiyor. İşçi kardeşimde nerden bilsin kim kime çalışıyor ne iş yapıyor :)

Gerçekten bu işi ben devletim için, milletim için yapıyorum diyorlarsa önce büyük balıkları vursunlar. ayda 1000-1500 tl maaş ile ama gerçekten şantiyede çalışarak şantiye şefliği yaparak geçinmeye çalışan teknikerlerin, mimarların, mühendislerin neden bu kadar sorumsuz davrandıgını düşünmeye bile gerek yok. Geçinemediği için ek iş yapmak zorunda kalıp kendi işini sadece imzasını satarak yapan teknik insandan verim beklemek kimsenin hakkı değil. Ondan hesap sormaya da kimsenin hakkı yok. Hesap soracak birisini arıyorsanız kanunu taviziyle beraber çıkaranlardan hesap sorun. Her kanunu çıkarıyorsunuz olan vatandaşa oluyor. Çıkardıgınız kanunun arkasında durun denetleyin, yaptırım uygulayın. İcraat gösterin lafla olmuyor bu işler. Efendim çürük binaları yıkacağız. Siz önce bir kafanızdaki kuru düşünceleri yıkın. Herkes kendi işini severek ve hakkını alarak yaparsa her iş yolunda gider.

Bina yapacak vatandaş yapı denetim-proje-ruhsat-şantiye şefi vb. hangi harç varsa ruhsat alabilmesi için bu ücretleri banka hesabına yatırdıktan sonra ruhsat alabilmeli. Daha sonra teknik personel ve denetleyenler parasını müteahhitten sadaka ister gibi değil gidip paşa paşa bankadan almalı. müteahhit işi yaptırmak için ayrıca şantiye şefini kendisi bulundurmalı. bakanlıgın o bölgede görevlendireceği şantiye şefi sadece binanın malzemeden çalınmadan ve projesine uygun olarak yapıldıgını denetlemeli.
Özel bürolarda proje üreten kimselerin şantiye ile ilişiği ancak projesinin takibini yapmakla sınırlı kalmalı. (Tabi ki onunda hakettiği ücreti kazanması gerekir.) Özel bürosunda proje yapan kiş veya firmanın müteahhitlik yapmasına izin verilmemeli. ya proje yada şantiye seçimi yaptırılmalı.

Esnaf ve sanatkarların müteahhitlik yapmasına izin verilmemeli. Şahıs adına inşaat yaptırma izni verilmemeli. Kısacası Herkes kendi işini yapmalı.

Ayrıca teknikerlerin yetkisini aldınız ona tamam diyelim. Ancak bu kadar mezun olan ve bu işle ugraşan kişilere istihdam amaçlı mimar mühendis odasına kayıt yaptırabilmeli veya ticaret odası kaydı ile resmi olarak proje denetiminde ve gerekirse şantiye denetimlerinde teknikerlere iş alanı oluşturmak adına her projeye ve her şantiye ye kontrolorlük hizmeti verilmesi için bir birim oluşturulmalı. Odalardan geçen projelerde hepsinde aynı standart aranmalıdır. Gerekirse onay verilecek projeler onaydan önce ve sonra internet ortamından yayınlanmalı ki herkesin eşit şartlarda değerlendirildiği anlaşılsın. Eksik projeye onay veren kişilere para cezası uygulanmalı veya görevden men edilmeli. Yani şu yönetimde, şu başkanın akrabası, şu arkadaşı diyerek taslak gibi projeler odadan geçirilmemeli. Fatura kaçırmalarına izin verilmemeli. Bu kişiler yine görev bölgelerinin özelliklerine göre çevre bakanlıgınca atanmalıdır. Yada odaları tamamen kaldırın bu işi çevre bakanlığı organize etsin. Projeler onay verilmeden önce bir komisyon biriminde tüm teknik insanların eleştiri yapabileceği gerekirse şurası imar veya bakanlık kurallarına, yönetmeliklere aykırı diye projeye not verebilmeli. Aynı hatayı veya eksiği tekrarlayan proje müellifine ceza veya görev askıya aldırma şeklinde yaptırım uygulanmalı. Bu iş için odalardan ve yapı denetimlerden daha üst bir mercii kurulmalı ve her meslekten bir veya bir kaç kişi komisyonda görev almalı. Hatta ruhsat ön onayı burada verilebilir ve belediyeye sadece katkı payı ödemesi komisyon tarafından yapılabilir. Proje müellifini TMMOB şubeleri belli bir sıraya göre atamalı. Yani müteahhit gidip pazarlık etmemeli. Müteahhit ayrıca bir proje istiyorsa yani proje müellifini begenmediyse kusurlarıyla birlikte yetkililere bildirmeli ve bu durumda başkaca bir proje müellifine yönlendirilmelidir. Yada dışarda özel bir çalışma yaptırır maliyetini karşılar ve bunun da çalışma bedeli projeyi yapan müellife ödenir. Yada ödemeler odalar aracılıgıyla yapılır. Proje bedelleri oda tarafından hesaplanır müteahhitten alındıktan sonra projeye onay verilir. Şu durumda Mimarın veya mühendisin proje ve yapı denetimi paket olarak alması engellenmiş olur.

Görevini bilinçli olarak ihmal eden ve kagıt üzerinde yaptıgı tespit edilen kişilerin yetkileri kusuruna göre kaldırılmalı veya para cezası uygulanmalı.

Taşeronluk yetkileri kısıtlanmalı ve görevliye zorluk çıkaran taşeronlara yaptırım uygulanmalı. Hatta taşeronluk için teknik insanlara yetki verilmeli. Yani yapı denetim görevlisini taşeron demir veya beşe-on gibi malzemelerle kovalayabilme cesaretini bulamamalı. Proje okuma ve uygulayabilme kabiliyeti olmayan kişilere taşeronluk yetkisi verilmemeli. Bu işide yılda bir sınava tabi tutarak komisyon veya odalar üstlenmeli.

Binlerce tekniker-mimar-mühendis var mezun, bunlara nasıl iş vereceksiniz. Ben 8 yıllık inşaat teknikeriyim, bu işle evimi geçindiriyorum. Taslagından noktasına virgülüne kadar, proje yapıyorum üç kuruş kazanıyorum, mimar-mühendis imzalıyor 10 lira kazanıyor. Ama işi mimar yaptı oluyor, adam ne proje yapmış yawww deniyor. yahu adam proje standartlarını, projenin nasıl yapıldıgını bile bilmiyor. Ama yetki onda, imza onda ve o vatandaşta parasını ruhsata imza atmadan aldı aldı yoksa müteahhitten para alacağım diye bekler dururuz. Yada müteahhit bir çek keser altı ay sonrasına daireleri yapar satar parasını öderim düşüncesi ile. Satamazsa parada ödemez. Allah rızası için çek le çalışan başka hangi ülke var. Bu çek illeti senet gibi ya resmiyetsiz olmalı yada çeki veren banka ceremesini çekip çeki ödemeli. Çek sahtekarlıga davetiye çıkarıyor.

Kanunu çıkarmalı değil, dürüstseniz arkasında durun ve çolugumuzun çocugumuzun rızkıyla oynamak nasılmış gelin yerinde görün. İnsanların hayatıyla oynayıp sonra sorumluluğu emek veren ancak emeginin karşılıgına alamayan insanlara yıkmaya çalışmayın. Bu durumda sizde işinizi kagıt üzerinde yapıyorsunuz. sizin cezanızı kim verecek? Yapı denetimler kagıt üzerinde yapınca kapatıyorsunuz çözümü kolay. Geçin bunları ciddi ve gerçekçi olalım.
Buna benzer birkaç yazı yazdım bakanlıga daha önceleri ancak kimsenin umrunda olmadı. Şimdi çıkıp bizim yıllardır anlatmaya çalıştıklarımızı kendinize maletmeye çalışmayın. bizim emek vererek hakettiğimiz ünvanımızı yok ettiniz. ama gün gelip sizinde yaptıklarınızın hesabı sorulacak sayın yetki düşmanları. iş yetkiyle bitmiyor. resmi olması şart. cezası olması şart. bilinçli olmak şart. bir işin nasıl oldugunu ancak o işi yapan bilir. devletide toki mantıgına çevirmek istiyorsanız yol yakınken ve telafisi olmayacak işler yapmadan sizde millete bir iyilik yapın ve bu görevi bırakın. bunu yıllarca anlatamadık halada anlamıyorsanız ülkeyi daha fazla zarara sokmadan sizde yetkinizi kaldırın ve devlete millete yararlı olacak kimseler görev yapsın. Şimdi bir İnşaat mühendisi olan Sn. Bayraktar ne gibi çözüm getirecek bunca meslek ve ünvan sahibi insanı nasıl istihdam ettirecek onu merak ediyorum. Mesleğin içinden gelen Sn. Bayraktar bizim yaşadıgımız sıkıntıları daha iyi bilir sanırım.

Aslında kendisine sormak isterim yeni mezun bir mimar-mühendisle 10-15 yıl tecrübe sahibi bir teknikeri nasıl kıyaslayabiliyor. Kagıt üzerinde iş yapmaya devam mantıgında diplomaya mı önem veriyor yoksa icraata mı hep beraber göreceğiz.

Yazdıklarımın sorumluluğu bilincindeyim bu yüzden iletişim bilgilerimi yazıyorum. Netten yorum yapmak kolay düşüncesine kimse kapılmasın diye.

2003 ANKARA ÜNİVERSİTESİ KASTAMONU MYO. İNŞAAT TEKNİKERİ - SİNAN BASAN - 0 533 489 84 19
ANTALYA-ALANYA
 
Re: DEPREM SONRASI İNŞAAT SEKTÖRÜNDE HANGİ ÖNLEMLER ALINMALI

Sevgili sinan yazdıklarının büyük çoğunluğuna katılıyor ve tebrik ediyorum.

İsmail EROĞLU
İnşaat Mühendisi
2006 Alanya-Antalya
 
Geri
Üst