İlave olarak İnşaat Fakültelerinde verilen eğitim deprem mühendisliği bakımından çok yetersiz. Her yeri üniversite doldurduk. Taşrada birçok üniversitede doğru dürüst akademisyen bile yok. Olanların birçoğu da belki de yetkin değil. Bu eğitimin üzerine hemen proje çizme yetkisi veriliyor.

Yapı denetim firmalarındaki uzman kontroller bile deprem yönetmeliğine hakim değil. Hatta bi haber. Yardımcı kontrolleri saymıyorum bile. Yetkinliğini ispat etmeden hiç bir kimse yetkili olmamalı. Gerek projeci gerek kontrol.
2006 yılında mezun oldum. Depreme dayanıklı yapı tasarımı, ileri mukavemet, ileri yapı dinamiği, betonarme yüksek yapılar vb. dersler seçmeli olarak veriliyordu. Çoğu öğrenci bu dersleri geçmek zor olacağı düşüncesiyle daha yüksek not alabileceği dersleri seçiyordu. Bir diğer problemimiz de akademik personelimizin sadece teoride kalması fiziken uygulanan projelerde yeteri kadar yer almadığı için tecrübe kazanamamasıdır.
 
Böyle bir resme rastladım.Zemin katta bol miktarda dükkan var gibi duruyor.Tahminim diğer blok tarafında da blok altında açık otopark var.
ronasansrezidance.png
 
Rönesans rezidans'ın göçmesi hakkında 2 farklı görüşüm var. (Sadece tahmindir.)

1)Zemin kattaki kısa kolonların tasarım ya da uygulama hatasından kaynaklı yenilmesi sonucu yapının göçmesi.

2)Zemin sıvılaşması sonucu binanın o yöne yattığı sırada kolonların binayı taşıyamayıp donatısının sıyrılması ya da kolonların bina yükünü taşıyamayıp yenilmesi sonucu binanın göçmesi.
 
Yazdıklarım kişisel görüşümdür. Elimde net bir veri yok sadece fotoğraflardan yorum yapıyorum.

Yapının inşa halindeki resimlerine inceledim. Bence imalat yada beton kalitesi anlamında ciddi bir hata yok. Tam aksine güzel bir iş çıkartılmışa benziyor. Bütün blokların aynı yerden kırılarak yapının arkaya devrilmesi bu tezi doğrular nitelikte. Eğer local hata ve eksiklikler olsaydı tüm bloklar aynı yerden kırılıp yapı devrilmezdi.

Yapının yıkılmadan önceki ölçülerine Google Earth kullanarak baktım. Plan ölçüleri 130 metreye 18 metre gibi. Bodrum hariç 12 kat var. Kabaca zemin kotundan yüksekliğine 36 metre diyebiliriz.

Yapı dar kenarından alttaki perde ve kolonlarını patlatarak arkaya doğru devrilmiş. Yapının asmolen olduğunu düşünüyorum.

Bence yapının yıkılma nedeni asmolen kirişlerinin iki perde arasında yeterince rijit bir bağlantı sağlayamamış olması. Deprem esnasında asmolen kirişler hızla mafsallaşmış ve kırılan perdeler arkadaki perdelerle bir çerçeve oluşturamadığı için yalnız kalmışlar. Bu durumda R katsayısı 6 lardan 2 lere kadar iner.

Neticede tek konsol gibi çalışan perdelere hesaplananın çok üstünde deprem kuvvetleri gelmiş. Bir tarafa doğru yatan perdeler eksenel çekme kuvvetinin etkisi ile taşıyabileceği moment hızla düşerek kırılmış. Bina bu esnada arkaya doğru devrilmiş.



Ekli resimde tahminimi kabaca çizmeye çalıştım. Tabi yazdıklarımım tamamı varsayım. Gerçek incelemeler sonucu ortaya çıkacaktır.






Ekli dosyayı görüntüle 31724
Eğer kirişler mafsallaşmış olsaydı perdenin üzerinden yük kalkardı ve göçme olmazdı. Burada perde son ana kadar bütün yükü üzerine almış ve sonunda kesme ve moment kırılması birlikte olmuş.
 
Fotoğrafları incelediğimde asmolen görünmüyor. Kat yüksekliği ile orantıladığımda alın kirişleri 60'lık gibi görünüyor. İçeride de dar kenara paralel klasik kirişler mevcut. (fotoğraftan)..

Ekteki fotoğraf o inşaata ait. oradan alıntılanarak ölçekleme yaptım. Merakla raporu bekliyorum.

Ekli dosyayı görüntüle 31752
Neden göçtüğünü ancak raporlardan sonra anlayabiliriz fakat şunu söylemek yanlış olmayacaktır herhalde; bu bina etrafındaki binalardan çok daha fazla deprem yüküne maruz kalmış.
 
Eğer kirişler mafsallaşmış olsaydı perdenin üzerinden yük kalkardı ve göçme olmazdı. Burada perde son ana kadar bütün yükü üzerine almış ve sonunda kesme ve moment kırılması birlikte olmuş.
Kirişler mafsallaşmış olsaydı perdelerin üzerinden yük nasıl kalkacak ? Yapısal yük akışı ile birlikte açıklar mısınız ?
 
Rönesans rezidance'da ön inceleme raporu geldi. Deprem esnasında kirişlerin mafsallaştığı doğrulandı. Bu benim ilk tezimi doğrular nitelikte. Ayrıca çeşitli imalat kusurlarından bahsediliyor ama bence bunlar yıkımın asıl nedeni değil. Tabi perdelerde yetersiz bindirme boyu bu tarz bir yıkıma neden olmuş olabilir.
Bence binanın statik hesaplarında o dönemki yönetmeliğe göre herhangi bir kusur yok. Yıkımın asıl nedeni lineer hesapta öngörülemeyen yükler diye düşünüyorum. Yüksek yapı kavramı tartışılmalı. Periyodu 1sn üzerinde olan yapılar yüksek yapı kabul edilmeli.
Selam. Rapor geldi derken haber sitelerindeki haberlerden mi bahsediyorsunuz yoksa elinizde teknik rapor mu var?
 
Son düzenleme:
Deprem bölgesinin geneli ile ilgili güzel bir video buldum. Biraz tekrara düşmüş ve anlatım hızı yavaş. Bu yüzden 1,5x ya da 1,75x hızında izlemenizi tavsiye ederim.

 
rönesans ile ilgili şahsi görüşüm şu yönde. inşaatıyla ilgil medyada dolaşan çok fazla görüntü yok. bina bir doğrultuda(X) 17 metre diğer doğrultu (Y)da ise 2 dilatasyonlu bir şekilde 130 metre civarı. yapının zayıf oldğu x doğrultusuna paralel çok fazla perde var fakat diğer doğrultuda perde yok giib görünüyor. tabi kalıp planını incelemeden bunu söylemek doğru olmaz. tahminim derz boşluğunun yeterli ölçüde bırakılmamasından dolayı 3 blok arasında çekiçleme olduğu bunun sonuncunda da binada öngörülememiş deplasmanların meydana geldiği ve doğu kısmın bu deplasmana dayanamayıp yan yattığını düşünüyorum bunda da hem çekiçlemenin etkisiyle birleşimlerdeki plastik mafsallaşma hem de aşırı basınç ve aşırı çekmenin meydana gelmesi yanlış yada proje dışı beton kullanımı yeterli bindirmenin olmaması zemin kattaki kolonların sıyrılmasına sebep olduğunu düşünüyorum. ortadaki ve batı kısım ise benzer şekilde fakat daha az kat kaybı ile yan yatmış gibi görünüyor. havadan çekilmiş görsellere baktığımda da orta ve batı kısım olduğu gibi yan yatarken doğu kısımda 3 4 kat yok olmuş durumdaydı. büyük oranda bir tasarım hatası olduğunu düşünüyorum. bununla beraber de basit ama ölümcül imalat hatalarının da oluğunu düşünüyorum. yapılan bu hataların da bilinçli yapılmadığını düşünüyorum. perdelerin yönleri en azından fotoğraflardan görüldüğü kadarıyla zayıf doğrultuda yerleştirilmiş fakat kat deplasmanları göz önüne alınmamış. acaba dilatasyon temelden mi yapıldı farklı diyaflarm hareketleri göz önüne alındı mı. paket program verisi mutlak kabul mü edildi.
 
Dün basında okuduğum bir yazıdan alıntılar şöyle:

"Soruşturmayı yürüten Hatay Deprem Suçları Soruşturma Bürosu'nda görevli savcı ve 1 inşaat mühendisi, 2 jeoloji mühendisi, 1 karotçu'dan oluşan heyet 4 kişilik bilirkişi heyetince, ilk etapta olay yeri her açıdan fotoğraflandı ve video kaydına aldırıldı. Bilirkişiler eşliğinde, usulüne uygun olarak enkazda bulunan kolon ve kirişlerden, perde beton kısımlarından incelemeye esas karot numunesi alındı.

BODRUM KAT TABANINDAN YER ALTI SUYU SIZINTISI

İncelemelere başlayan bilirkişi heyeti, binanın enkazının tamamen kaldırılmış olduğunu ancak bodrum kata ait çevre perde ve kolonları ile bodrum içi birkaç kolon ve perdenin yıkılmaya uğramadan bulundukları yerde olduklarını saptadı.

Binanın bodrum kat perdelerinden 3 adet, bodrum kat kolonlarından 2 adet karot numunesi alındı. Bilirkişi heyeti, bodrum kattaki inceleme esnasında bodrum kata ait perdelerden ve bodrum kat tabanından yer altı suyunun sızdığını gözlemledi.

BİNANIN ÇÖKME NEDENİ KISA KOLON ETKİSİ

Bilirkişi heyetinde yer alan inşaat mühendisi, bodrum katın üstündeki binanın kuzey doğu cephesi dış kenar kolon ve perdelerinde bırakılan pencere türü boşluk nedeniyle kısa kolon oluştuğu, Rönesans Rezidansın bu noktalardan kırılıp göçtüğü gözleminde bulundu.

Ayrıca, bu pencere türü boşluğun bina projesinde olup olmadığı ya da inşaat aşamasında bu boşlukların sonradan oluşturulup oluşturulmadığının incelenmesi gerektiğine dikkat çekti.

KOLON ETRİYELERİ 135 YERİNE 90 DERECE YAPILDI

"Binanın asıl çökme nedeninin bu kısa kolon etkisinden kaynaklanabileceği tarafımdan düşünülmektedir" tespitinde bulunan inşaat mühendisi, "Bodrum kat kolon ve kiriş birleşimlerinde kolon etriyelerinin (Bükülmüş inşaat demiri parçası. Demir filizlerini saran dikdörtgen şeklindeki demir) devam ettirilmediği de tarafımdan gözlemlenmiştir. Bazı kolon etriyeleri 135 yerine 90 derece yapılmıştır." tespitlerinde bulundu.

Uzmanlara göre, etriyelerin 90 derece bükülerek bırakılması, deprem tehlikesi bulunan bölge ve ülkelerde o yapının kolayca yıkılmasına zemin hazırlayabiliyor. Etriyeler, kolon ve kirişlerin hasar almasını ve zedelenmesini önleyen ve sağlamlaştırmasını da sağlıyor.

ZEMİN SUYA DOYGUN TESPİTİ

Jeoloji mühendisi ikinci bilirkişi de, bodrum kat perde duvarlarından ve zeminden sızan suyun, zeminin suya doygun olabileceğini gösterdiğini vurguladı.

Ayrıca, sondaj yapılarak zeminin ve dayanma gücünün yeniden tespit edilip proje yapılmadan önceki haliyle karşılaştırılması gerektiğine dikkat çekti. Üçüncü bilirkişi de raporda, bir diğer jeoloji mühendisi de, sondaja dayalı zemin etüdünün yapılmasının uygun olacağını dile getirdi.
 
Geri
Üst